8 Sabit Sermaye Gereksinimini Etkileyen Önemli Faktörler

Sabit sermaye ihtiyacını etkileyen 8 önemli faktör

(1) İşletmenin Doğası:

Sabit sermaye ihtiyacı işin doğasına bağlıdır. Genellikle, işin doğası iki türdür: İmalat Ticaret ve Ticaret Ticaret. İmalat işi durumunda, arsa, inşaat, makine vb. Alanlarda büyük yatırımlar yapılır.

Bu nedenle, büyük miktarda sabit sermayeye ihtiyaç vardır. Aksine, mamullerin alınıp satıldığı ticarette daha az sabit sermaye ihtiyacı vardır.

Resim Nezaket: thumbs.dreamstime.com/z/financial-decisions-187294.jpg

(2) Operasyon Ölçeği:

Ticari faaliyetlerin yayılımı ne kadar büyük olursa, sabit sermayeye olan ihtiyaç o kadar büyük olur. Bir üretim işletmesi küçük çapta çalışıyorsa, daha az miktarda sabit sermaye gerektirecektir. Öte yandan, büyük ölçekli bir üretim işletmesinin nispeten daha fazla sabit sermayeye ihtiyacı olacaktır.

(3) Tekniğin Seçimi:

Modern ve otomatik makinelerden yararlanan üretim işletmelerinin büyük miktarda sabit sermayeye ihtiyacı var. Öte yandan, üretimin ağırlıklı olarak el emeği ile sabit sermaye ihtiyacına göre gerçekleştirildiği işletmeler çok azdır.

(4) Teknoloji Yukarı derece:

Sabit varlığın kullanıldığı ve ani değişiklik gerektiren bazı işletmeler var. Bugünlerde bilgisayar teknolojisi hızla değişiyor. Bu nedenle, işi bilgisayar tabanlı olan şirketlerin daha fazla sabit sermayeye ihtiyaçları var.

(5) Büyüme Beklentileri:

Büyüme açısından iki tür kuruluş vardır: (i) Büyümesi mümkün olmayan bu tür kuruluşlar. Gelecekte ek sabit sermayeye ihtiyaçları yoktur, (ii) Daha fazla büyüme olasılığı olan bu tür organizasyonlar. Daha fazla sabit sermayeye ihtiyaçları var. Bu tür kuruluşlar, finansman kaynaklarını önceden seçerek, ihtiyaç duyulduğunda ek finansman sağlanabilir.

(6) Çeşitlendirme:

Çeşitlendirme, sadece bir üründen daha fazla üründe iş yapmak anlamına gelir. Çeşitlendirmeyi benimsemek isteyen kuruluşların kesinlikle daha sabit sermayeye ihtiyaçları var. Örneğin, bir tekstil imalat şirketi kâğıt imalat işine başlarsa, arazi, bina, makine vb. İçin ağır yatırım yapması gerekir. Bu nedenle daha fazla sabit sermaye gerektirecektir.

Leasing, bir mülkün sahibinin, başka bir kişiye Leasing Kiralama adı verilen kesin bir bedel karşılığında mülkünü kullanma hakkı tanıdığı bir tür sözleşmedir. Kira süresinin bitiminde mülk sahibine iade edilir. Bazen, kiralama sona erdiğinde, kiracıya mülk satın alma ya da yeniden kiralama yapma seçeneği daha az olur.

(7) Finansman Alternatifleri:

Genel olarak, sabit varlıklara yatırım yapmak için uzun vadeli sermaye kaynakları kullanılır (örneğin özkaynak sermayesi, imtiyazlı sermaye, borçlanma, vb.).

Ancak, bugünlerde başka bir finansman kaynağı ortaya çıkmıştır. Buna leasing denir. Bir şirket bu kaynağı kullanırsa, onları satın almak yerine finansal kiralamada sabit varlıklar elde eder. Böyle bir durumda sabit sermayeye duyulan ihtiyaç azalır.

(8) İşbirliği Düzeyi:

İş yürütmek için diğer kuruluşlardan yardım istemek demektir. Örneğin, bir banka başka bir bankanın ATM'sini alırsa buna işbirliği denir. Bu, ATM tesisinin kira şeklinde olmasına izin veren bankanın geliri anlamına gelirken, bu tesisi alan bankanın sabit varlıklara yatırım yapması gerekmeyecektir. Bu nedenle işbirliğinin sabit sermaye ihtiyacını azaltmaya yardımcı olduğu söylenebilir.