Hücresel Bağışıklık vs. Hümoral Bağışıklık

Hücresel Bağışıklık vs. Hümoral Bağışıklık!

Bağışıklık mekanizmaları (Latince, bağışıksız) 19. yüzyılda bilinmiyordu. 20. yüzyılın başında, bağışıklık mekanizmaları hakkında ateşli bir şekilde savunarak, immünoloji alanında iki düşünce okulu vardı.

Bir grup hücresel mekanizmaları, diğeri hümoral mekanizmaları destekledi. Rus bilim adamı Elie Metchnikoff'un ünlü deneyi, gül dikeni denizyıldızı larvalarına itmek ve fagositik hücreleri gözlemlemekle ilgiliydi. Fagositik hücrelerin hızlıca göç ettiğini ve diken etrafında toplandığını gözlemledi.

Bu gözlem, hücresel bağışıklık kavramının temelini oluşturdu. Benzer bir mekanizmanın davetsiz misafirlere karşı organizmaların savunmasında yardımcı olabileceğini düşünüyordu. Şarbon basilini kullanan bir dizi deneyde, kendisi ve öğrencileri şarbon basillere karşı ana savunma hattının fagositoz olduğunu gösterdi. 1883 yılında Elie Metchnikoff, mantar sporlarının fagositozunu beyaz kan hücreleri ile gözlemledi. Beyaz kan hücrelerinin öncelikli olarak bağışıklıktan sorumlu olduğu fikrini önerdi. Fakat o zaman en popüler kavram, kandaki faktörler (antikorlar) aracılığıyla 'hümoral bağışıklıktı.

ben. Cellularistler “fagositik” hücrelerin bağışıklıktan sorumlu olduğunu savundular. Elie Metchnikoff, “hücresel bağışıklık” ın en güçlü savunucusuydu. Metchnikoff, Louis Pasteur ile müttefik oldu ve hümoral dokunulmazlığın savunucusu olan Almanlarla bir dizi tartışma yaptı.

ii. Hümoralistler, bağışıklığın humoral maddelere (daha sonra antikor olduğu bilinen) bağlı olduğunu düşünüyorlardı. Paul Ehrlich bu alanda öncüydü. En olası humoral antikor oluşumu teorisini, “yan zincir teorisi” ni önerdi. Emil von Behring hastalıkları tedavi etmek için serum kullandı. Almanlar humoral bağışıklığın güçlü savunucularıydı.

Daha sonra hem humoralist hem de cellularistin kısmen doğru olduğu anlaşıldı. Bugün bağışıklığın iki kol olduğunu biliyoruz, humoral bağışıklık ve hücre kaynaklı bağışıklık ve hem humoral hem de hücre aracılı bağışıklık mekanizmaları birbirleriyle etkileşime giriyor.